İsmini Arapça kökenli "Safer" kelimesinden almıştır.
Sözlükte; boş kalmak, boşluk, sararmak, sarılık, karında yaşayan kurtçuk anlamlarına gelir.
Cahiliye Döneminde İslâm öncesi Arap toplumunda Safer Ayına dair çeşitli batıl inançlar vardı; Safer Ayının, savaş ve boş evler manasına geldiğine inanılırdı, bunun sebebi ise Muharrem Ayından sonra savaşa çıkılıp evlerin boş kalmasıydı. Diğer bir inanış ise insanların yüzlerinin sararmasına yol açan veba salgının bu ayda yaygınlaşmasıydı. Yemen’deki Saferiyye Panayırını kaçıranların aç kalacağına inanıldığı için bu aya Safer ismi verilmişti. Ayrıca bu ayda evlenenlerin mutsuz olacağı, işlerin kötü biteceği, umre yapmanın günah sayılması gibi hurafeler de cahiliye döneminde çok yaygındı.
Peygamber Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem, Safer Ayının uğursuz olduğu inancını kesinlikle reddetmiş ve birçok hadis-i şerifinde bunu dile getirmiştir.
“İslâm’da taşe’üm (uğursuz sayma, kötüye yorma) yoktur; en iyisi tefe’ül (iyiye yorma) dır.” (Buharî, Tıb, 54)
“Eşyada uğursuzluk yoktur, Safer Ayında uğursuzluk yoktur, baykuşun ötmesinde bir uğursuzluk yoktur.” (Müslim, Selâm, 102)
"Safer Ayının uğursuzluğu diye bir şey yoktur." (Buhari, Tıb 19)
Bu hadis-i şeriflerden de anlaşıldığı üzere Safer Ayı diğer aylardan farksızdır. Uğursuzluk inancı cahiliye dönemi artığı bir hurafedir. Dolayısıyla Safer Ayında yapılması uygun olan ibadetler de vardır.
İlk gecesi kılınabilecek namaz: Yatsı ve vitir namazlarından sonra 4 rekat olarak kılınır.
Selamdan sonra 70’er kere: "Elhamdülillah", "La ilahe illallah", "Allahu ekber", "La havle vela kuvvete illa billah" ve "İyyâke na’büdü ve iyyâke nesteîn" (Fatiha Sûresi 5. ayeti) okunur.
İlk ve Son Çarşamba Gecesi kılınabilecek Nafile Namaz:
Nâfile oruç da tutulabilir:
Hulâsa, Safer Ayı, diğer aylardan hiçbir farkı olmayan mübarek bir aydır. Uğursuzluk inancı İslâm dışıdır. Bu ayda; Normal ibadetlere devam edilmeli, nafile namaz veya oruçla sevap kazanılmalı, hurafelerden uzak durulmalıdır.
Bizim en büyük sermayemiz zamandır. Onu yanlış inançlarla heba etmek yerine Allah celle celâlühû’nun rızasını kazanmaya harcamak en doğru olandır. Hepiniz Allah celle celâlühûya emanet olun...