Cemâziyelevvel, Arapçadaki aslı “Cumâdelûlâ” olan ve “soğuk” veya “kurak” anlamına gelen cumâdâ kelimesinden türemiştir. Cahiliye döneminde farklı bir isimle anılan bu ay, İslâm’ın gelişiyle birlikte “soğuk ayların ilki” anlamını taşımaya başlamıştır. Türkçeye ise “Cemâziyelevvel” olarak geçmiş ve “Senin Cemaziyelevvelini bilirim!” deyimiyle dilimizde yer etmiştir. Bu deyim, “Senin geçmişini, evveliyatını çok iyi bilirim” anlamında kullanılır.
Cemâziyelevvel Ayı, İslâm kültüründe genellikle “Büyük Tövbe Ayı” olarak anılır. Bunun iki temel nedeni vardır:
Cemâziyelevvel, İslâm tarihinde birçok önemli olaya sahne olmuştur. Araplar arasında “Hayret verici pek çok olay Cumâdâ ile Receb arasında meydana gelir” sözü bu durumu özetler. Bu ayda:
Bu olaylar, Cemâziyelevvel’in sadece bir tövbe ayı değil; aynı zamanda zafer, liderlik ve ilim ayı olduğunu da gösterir.
Bu ayda kılınan nafile namazlar, yapılan dualar ve zikirler müminin kalbini arındırır. Namaz için niyet şu şekildedir: “Niyet ettim Allah rızası için nafile namaz kılmaya.” Namazlar ikişer rekât halinde kılınır ve her rekâtta Fatiha’dan sonra istenilen sûre okunabilir.
Bu dualar dışında, kişinin kendi diliyle samimi dua ve istiğfar etmesi en makbul olandır.
Cemâziyelevvel Ayı, geçmişle yüzleşmeyi, tövbe etmeyi ve kalbi arındırmayı hatırlatan mübarek bir zaman dilimidir. Müminler bu ayı, ibadet ve tefekkürle geçirerek manevi olarak Üç Aylar’a hazırlanır. Her an bir tövbe fırsatıdır; Cemâziyelevvel ise bu fırsatın bereketlendiği özel bir dönemdir.
Allah Celle Celâlühû bizleri, bu ayın rahmet ve mağfiretinden istifade eden kullarından eylesin.