Ramazan ayı, Hicri ayların dokuzuncusu, Üç Aylar'ın sonuncusu ve farz olan orucun tutulduğu aydır. Ramazan orucu, Hicret'in ikinci yılı Şaban ayının onunda farz kılınmıştır. Resulullah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) dokuz yılda dokuz Ramazan orucu tutmuştur.
Ramazan orucu, dinin farz hükümlerinden biri olduğu için, farziyetini inkâr eden küfre girer. Allahü Teala şoyle buyuruyor:
“Ey iman etmiş olan kimseler! Sizden önce geçen ümmetler üzerine farz olarak yazılmış olduğu gibi, sizin üzerinize de Ramazan ayında oruç farz olarak yazılmıştır. Tâ ki siz (açlık yardımıyla günahlardan) hakkıyla sakınabilesiniz.”(Bakara Suresi 183) Her ümmete Ramazan ayında oruç tutmak farz kılınmış, fakat hepsi de bunda sapıklığa düşmüşlerdir. Said bin Cübeyr (Radıyallahu Anhümâ) der ki: “Bizden öncekilerin orucu yatsıdan başlar, ertesi günün akşamına kadar devam ederdi. İslam’ın ilk devirlerinde de oruç böyle idi.”
Bir Kudsi Hadiste, Allah-u Teala Celle Celâluh şoyle buyurmuştur:
“Oruç Benim içindir; onun mükâfatını Ben vereceğim.” Bu kadar kıymetli olan oruç ibadetinin bu ayda tutuluyor olması, bin aydan daha hayırlı olan Kadir Gecesi’nin bu ay içinde gizlenmiş olması gibi özellikler, Ramazan ayının ne kadar üstün ve kıymetli bir ay olduğunun delilidir. Bu nedenle Ramazan ayına, “On Bir Ayın Sultanı” denilmiştir.
Ramazan ayında tutulan oruç, insana sıhhat kazandırır.- Vücudu tamamen yeniler ve toksinlerden arındırır.- Sindirim sistemini dinlendirir ve bağışıklık sistemini güçlendirir.
Ramazan ayında yapılan ibadetlerin sevabı, diğer aylara göre bin kat daha fazladır.- Bu ayın hürmetine yapılan her türlü iyilik ve hayırlı işler sayısız mükâfat ile karşılık bulur.
Ramazan ayı, ilahi rahmet ve nimet ayıdır. Yüce Allah’ın lütfu, mağfireti ve bereketi, müminlerin üzerine sağanak sağanak yağar. Bu nedenle Ramazan ayı, üç bölüme ayrılır:
Başı rahmettir.- Ortası mağfirettir.- Sonu ise Müslümanların günahlarının bağışlanıp, cehennemden azat olduğu bir af vaktidir.
Ramazan ayında müminlerin kalpleri yumuşar.- Kin ve nefret duyguları yok olur.- Fakirlere, yetimlere ve muhtaçlara maddi ve manevi destek artar.
Resulullah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) buyuruyor ki:
“Eğer ümmetim, Ramazan ayındaki feyiz ve bereketi bilmiş olsalardı, mutlaka bütün senenin Ramazan ayı olmasını temenni ederlerdi.”(Taberani, Mucemü’l Kebir 967, 22/388-389) Yine Resulullah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) buyuruyor ki: “Ramazân-ı Şerif’in gelmesine sevinen kişinin bedenini, Allah (C.C.) cehennem ateşine haram kılar.”(Dürretün Nasihin, 7)